IQ’nun
Yaratıcılıkla İlgisi Var Mı?
Michelangelo,
Sigmund Freud ve Albert Einstein gibi kişilerin durumunda yaratıcılığın deha
ile bağlantısı var gibi görünüyor ancak alim çocuklardan da görüleceği üzere
yaratıcılığın zeka ile bir ilgisi yoktur. Alim Çocuk terimi inanılmaz bir
bellek, müzik ya da resim yeteneğine sahip olan otistik bireylerin %10’luk bir
bölümünü tanımlar. Yaratıcılıklarına rağmen alimlerin çoğunluğu IQ testlerinden
70 puanın altında alıyor. Yapılan araştırmalar alimlerin sözel zekadan yoksun
olduğunu ancak görsel zekalarının çok yüksek olduğunu ve faaliyetleri esnasında
sağ yarıkürelerinin sol yarıküreye oranla daha faal olduğunu gösteriyor. Bazı
psikologlar yaratıcılığı zekâ ile bağdaştırmak yerine yaratıcılığı sıra dışı
sonuçlar doğuran nispeten sıradan bilişsel süreçleri kapsadığına inanıyor. Bu
sıra dışı sonuçların arasında buluşlar, yeni ilaçlar ve bilgisayar programları
gibi ürünler bulunuyor. Genel nüfus ile karşılaştırıldığında yaratıcı bilim
insanları, yazarlar ve sanatçılar genelde ortalamanın üstünde çoğunlukla 120 ve
üstü bir IQ puan alıyor. Ancak yaratıcı kişilerin IQ puanları kendi aralarında
karşılaştırıldığında IQ ile yaratıcılık arasında çok düşük bir korelasyon
görülüyor. Başka şekilde ifade etmek gerekirse genel olarak yaratıcı kabul
edilen kişilerin IQ'su ortalamanın üstünde olma eğilimi gösteriyor ancak en
yüksek IQ'ya sahip olanlar her zaman en yaratıcı olan kişiler değil.
Yaratıcı
Kişiler Nasıl Düşünür ve Davranır?
Araştırmacılar çalışma alışkanlıklarında ve psikolojik özelliklerinde neyin farklı olduğunu anlamak için yaratıcı
kişileri inceledi. Bulguların bazıları şu şekilde:
Odak:
Yaratıcı kişiler genellikle birden fazla alan yerine dans, müzik, resim, bilim
ya da edebiyat gibi tek bir alanda üstün olma eğilimi gösteriyor. Örneğin
Einstein mantık-uzaysal alanında - İzafiyet Teorisi - üstündü ancak kişisel
alanda - yakın ilişki geliştirmek - zayıftı.
İdrak:
Yaratıcı kişiler zihnin yönünü değiştirme, problemlere farklı açılardan
yaklaşma ve zihinsel imgeleri kullanma becerilerini sahiptirler. Ayrıca sıra
dışı problemleri çözmek ile de ilgilenirler.
Kişilik:
Yaratıcı kişilerin olumlu tarafı bağımsız olmaları, kendilerine güvenmeleri,
sıra dışı olmaları, risk alabilmeleri, çalışkan olmaları ve kendilerini
işlerine saplantılı bir şekilde adamalarıdır. Olumsuz tarafları ise
başkalarının ihtiyaçlarına karşı duyarsız olmalarına yol açan büyük bir egoya
sahip olmalarıdır. Hedeflerini takip ederken başkalarına zarar verebilirler ve
başkalarını dışlayacak derecede kendilerini işlerine kaptırabilirler.
Motivasyon:
İç değerler ya da kişisel hedefler ile motive olurlar; buna içsel güdülenme
denir. Para ya da başkaları tarafından övülmek gibi dışsal ödülleri fazla
umursamazlar; buna dışsal güdülenme denir. Problem çözme zorluğu ile motive
olurlar; ödülleri ise başarının getirdiği tatmin duygusudur. Yaratıcı kişiler
yaratıcılıklarının zirvesine ulaşmadan bir proje üstünde ortalama 10 sene
çalışırlar.
Yaratıcı
insanlar hakkında sıklıkla sorulan sorulardan bir tanesi yaratıcılıklarının
duygudurum bozukluğu gibi psikolojik ya da zihinsel sorunlardan kaynaklanıp
kaynaklanmadığıdır.
Yaratıcılığın
Zihinsel Bozukluklarla İlgisi Var Mı?
Yaratıcılık
ve delilik daha doğru tabiri ile zihinsel bozukluk arasında bir bağlantı
olduğuna dair birçok tarihi rapor bulunuyor. 291 yaratıcı yazar, ressam
bestekâr, düşünür ve bilim adamı üstünde yapılan daha resmi bir araştırma
%17-46'sının ağır zihinsel bozukluklar özellikle de duygudurum bozuklukları
yaşadığını gösteriyor. Başta alkolizm ve depresyon olmak üzere en yüksek
zihinsel bozukluk oranı yazarlar da görülüyor. Çeşitli araştırmalar yüksek
yaratıcılığa sahip kişilerin genel nüfustaki diğer gruplara göre daha fazla
duygudurum bozuklukları yaşadığını gösteriyor Peki duygudurum bozukluğunun
yaratıcılığa katkısı var mı? Bir araştırmacı ağır duygudurum değişikliklerinin
kişinin düşüncelerini keskinleştirerek ve kişinin duygusal, entelektüel ve
algısal görüşlerini genişleterek yaratıcılığa katkısı olabileceğini öne
sürüyor. İlginç bir bulgu ise duygusal sorunları olduğunu söyleyen yaratıcı
kişilerin bu sorunları ergenlik dönemlerinden itibaren yaşamaya başladığını
söylemesidir.